Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar

Vakti zamanında Malkara'nın bir köyünde güzeller güzeli Zeynep yaşarmış. Zeynep o kadar güzelmiş ki daha on altı yaşında olmasına rağmen birçok isteyeni varmış. Bir gün köyde dillere destan bir düğün yapılmış, Zeynep'te süslenmiş, püslenmiş düğüne katılmış. Görenler bir daha bakıyorlarmış. 

Zeynep'in güzelliği herkesi büyülemiş... Dış köylerden (aşrı köy) gelen konuklar arasındaki Ali'de Zeynep'i görmüş ve ona aşık olmuş. Düğün biter Ali kendi köyüne döner, ama Zeynep aklından bir türlü çıkmaz. Babasına ve anasına anlatır Zeynep'e olan aşkını. Hemen hazırlık yaparlar ve Zeynep'i babasından isterler. 

Düğün dernek kurulur ve Ali Zeynep'i kendi köyüne götürür. Zeynep'in köyü ile Ali'nin köyü birbirine çok uzak iki köydür. Zeynep sıla hasreti çekmeye başlar, iki köyün arasında onca dağ var, yollar çok uzun... Zeynep yedi yıl boyunca ne anasını ne babasını ne de kardeşlerini görür. Ali'de bir kere olsun Zeynep'in özlemini, hasretini dikkate almaz...

Zamanla Ali biraz daha asabi, biraz daha zorba bir insana dönüşür. olmaya başlar... Zeynep ise sıla hasretiyle, yüreğinde anasıyla babasının hasreti, yanar durur... Çıkar köyün tepesine sılasına bakarak yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar diye hem acı acı söyler hem de ağlar durur...

Gün geli Zeynep Ali'nin yaptıklarına ve sıla hasretine dayanamaz hasta olur ve yataklara düşer. Günden güne eriyen Zeynep'in haline köy halkı çok üzülür... Ali'nin yapmış olduğu eziyette cabası... Köyün büyükleri Ali'ye durumu izah ederler ve Zeynep'i ailesine kavuşturmasını söylerler. Ali köy büyüklerinin ısrarına daha fazla dayanamaz ve Zeynep'in köyüne gider ve ailesini getirir. 

Karşısında anasını, babasını ve çok sevdiği kardeşlerini gören Zeynep hem ağlar hem de yıllardır söylediği ağıdı söylemeye devam eder: 

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar 
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler 
Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı ben köyümü özledim...

Güzeller güzeli kızlarını bu halde gören Zeynep'in annesi ve babası da daha fazla dayanamayarak başlarlar ağlamaya... Anasına ve babasına olan özlemi biten Zeynep ise çok geçmeden ölür ve bu yanık türkü ondan miras olarak kalır...İşte dilimizden düşmeyen bu hazin türkünün hikayesi böyledir... Zeynep'in sıla hasreti ile yakmış olduğu bu ağıt, dilden dile söylenerek o günden bugüne kadar gelmiş dinleyen herkesi ağlatmıştır...

0 yorum:

Yorum Gönder