Vaktiyle Ankara'da yaşayan Ganizadeler'in Huriye adında şirin mi şirin, sevimli sevimli bir kızları varmış. O yıllarda Ankara'nın ünlü bir de efesi varmış. Bu efenin adı da Osman'mış. Osman Efe yakışıklı, burma bıyıklı, yiğit mi yiğit bir delikanlıymış. Huriye ise Osman Efe'ye yanık... Huriye, Osman Efe evlerinin bulunduğu sokaktan geçerken onu görebilmek için bahçedeki elma ağacına çıkarmış. Osman Efe'de Huriye'ye yanık... Osman Efe Huriye'ye asla ismiyle seslenmezmiş. Huriye'nin çıktığı ağaç bir elma ağacıymış, ağaçta yetişen elmanın türü de misket elması imiş. İşte bu yüzden Osman Efe sevdiği kıza "Misket" diye seslenirmiş...
Genç aşıklar birbirlerini deli gibi severken, Huriye'yi çeşme başında gören Kır Ağa, kıza aşık olmuş. Huriye'yi ailesinden istemiş. Huriye çılgına dönmüş, ölür de varmaz Kır Ağa'ya... Akşam sevdiğini görmek için çıkıyor misket ağacına ve anlatıyor Kır Ağa'nın kendisini istediğini Osman Efe'ye...Osman, yiğit adam, çıldırıyor sevdiğine başka birisi göz koydu diye...Kır Ağa Osman'a, Osman'da Kır Ağa'ya haber gönderir aradan çekilsin diye...
Sonunda ikisi de Huriye'den vazgeçmeyince kavga etmeye karar verirler. Hayatta kalan kişinin Huriye'yi almasına karar verirler. Belirlenen gün ve yerde, kavga zamanı geldiğinde kalabalık bir insan toplanıyor aralarındaki kıran kırana kavgayı seyretmeye... Misket ise misket ağacına çıkarak sevdiğini görmeye çalışıyor. Bıçaklar çekiliyor ve başlıyorlar kavga etmeye...Kır Ağa sonunda pes ediyor ve "Benimle böyle mücadele eden bir yiğidin ölmesine dayanamam, Huriye senindir" diyerek kavgayı sona erdiriyor.
0 yorum:
Yorum Gönder